Benim Adım Sherlock Holmes . Benim İşim Başkalarının Bilmediklerinin bilmektir.

25 Aralık 2012 Salı

Pedoloji

Pedoloji, toprakların yapısını, oluşumunu, dağılışını inceleyen ve topraktaki fiziksel, kimyasal ve biyolojik olaylar ile bunların ortaya çıkardığı sonuçları konu edinen bilim dalıdır.

Pedoloji sayesinde bir cesedin üzerindeki toprak kalıntıları  , ayakkabısında ki Çamur üzerinde araştırma yaparak o toprağın çeşidini , nerelerde bulunduğunu öğrenebiliriz . Bu sayede Kişinin en son nerelerde olduğunu tahmin edebiliriz .

24 Aralık 2012 Pazartesi

O Gerçek Bir Dost ! John Watson


Onun gibi bir dostum olmasını her zaman istemişimdir.Sherlock'un ukalalığı ve açık sözlülüğü karşısında hep ona iyi yaklaşan ve sabırlı olan nadir insanlardan .. Her ne olursa olsun hep yanında olmuştur Sherlock'un. Dostluğuna son derece sadıktır .

Askeri geçmişi ve Tıp bilgisi Sherlock'un davalarındada çok yardımcı olmuştur . Bazı davalarda Sherlock'un gözden kaçırdığı ayrıntıları farketmiştir . Warner Bros'un filmlerinde Watson karakterini ''Jude Law'' canlandırırken , BBC'de ''Martin Freeman'' canlandırmıştır.

Masaüstü İçin Farklı Fotoğraflar







                                                            Umarım beğenirsiniz ..

Kesinlikle Haklısın Sherlock :)


Unutulmaz Sahne !

             Sherlock Holmes Filminin Unutulmaz Sahnesi .. İzlemenizi şiddetle tavsiye ederim :)

Sherlock Holmes'un Yaratıcısı ! Arthur Conan Doyle

Arthur Conan Doyle 22 Mayıs 1859'da, Edinburgh, İskoçya'da doğmuştur. Babası bir İngiliz olan Charles Altamont Doyle, annesi ise İrlandalı Mary Foley'di. Soyadı "Conan Doyle" ise de, bu bileşik soyadının kökeni bilinmemektedir. Kaynaklardan biri, Arthur ve ablası Annette'in bileşik soyadlarını büyük amcaları olan usta gazeteci Michael Conan'dan aldığını yazmaktadır. Aynı kaynak 1885 yılında, evinin dışarısındaki pirinç levhada ve doktora tezindeki imzada adının "A. Conan Doyle" olarak geçtiğini belirtmektedir. Fakat 1901 Nüfus Kaydı gibi diğer kaynaklar Conan Doyle'un soyadının "Doyle" olduğunu, ve ancak yıllar sonra "Conan Doyle" olarak kullandığını yazmaktadır. Conan Doyle'un babası da kardeşleri (içlerinden bir tanesi illüstratör Richard Doyle'du) ve babası gibi bir ressamdı. Conan Doyle, dokuz yaşındayken St Mary's Hall Katolik Cizvit Stonyhurst hazırlık okuluna gönderildi. Daha sonra Stonyhurst Koleji'nde öğrenimine devam etti, fakat Hıristiyanlığı reddederek 1875 yılında bir agnostik olacaktı.
1876'dan 1881'e kadar Edinburgh Üniversitesi'nde tıp öğrenimi gördü, bu eğitimin bir kısmında şimdi Birmingham'ın bir parçası olan Aston şehrinde çalıştı. Öğrenimine devam etmekteyken kısa hikâyeler yazmaya başladı; 20 yaşından önce Chambers's Edinburgh Journal isimli dergide ilk hikâyesi yayımlandı. Üniversitedeki yıllarının ardından Batı Afrika sahillerine gemi hekimi olarak yolculuk etti, arkasından 1882 yılında Plymouth kentinde kendi muayenehanesini açtı. Doktorasını 1885 yılında "Tabes Dorsalis" üzerine yaptı.
1882'de Portsmouth'ta hekimliğe başladı. Mesleğinde ilk başlarda çok başarılı sayılmazdı; odasında hasta beklerken tekrar hikâyeler yazmaya başladı. İlk önemli eseri, 1887 yılında "Beeton's Christmas Annual"da basılmış olan "Kızıl Dosya" isimli hikâyeydi. Bu hikâye Sherlock Holmes'un ilk kez göründüğü hikâye olma özelliğini taşımaktadır ve karakter kısmen üniversitedeki profesörlerinden bir tanesi olan Joseph Bell'e benzemektedir. Sherlock Holmes'un göründüğü diğer hikâyeler Strand isimli dergide basılacaktı. Garip bir şekilde, İngiliz yazar Rudyard Kipling de başarılarından ötürü Conan Doyle'u kutladı ve "Acaba bu karakter arkadaşım Joe olabilir mi?" diye sordu. Joseph Bell'e olan benzerlik gözünden kaçmamıştı. Fakat Sherlock Holmes için, Bell'den çok, Edgar Allan Poe'nun karakteri C. Auguste Dupin'i model almıştı. Southsea şehrinde ikamet etmekteyken Portsmouth Futbol Kulübü adlı amatör bir futbol takımı için top koşturdu.
1885 yılında Louisa (veya Louise) Hawkins ile evlendi. "Touie" diye hitap ettiği Louisa vereme yakalandı ve 4 Temmuz 1906'da vefat etti. 1907'de, 1897 yılında tanışıp aşık olduğu fakat eşine olan sadakatinden dolayı hislerini açılamadığı Jean Leckie ile evlendi. Conan Doyle'un ikisi ilk eşinden, üçü ikinci eşinden toplam beş çocuğu oldu.
1890 yılında Conan Doyle Viyana'da göz üzerine araştırmalar yaptı; 1891'de optalmolog olarak Londra'da bir muayenehane açtı. Otobiyografisinde tek bir hastanın bile kapısına gelmediğini yazacaktı. Bu onun yazarlığa daha fazla zaman ayırmasına fırsat verdi; Kasım 1891'de annesine, "Holmes'u öldürmeyi düşünüyorum... hikâye bitsin gitsin istiyorum. Aklımı daha iyi şeylerden çeliyor anne" diye yazacaktı. Annesi şöyle yazdı: "Sana nasıl uyuyorsa öyle yap, ama insanlar bunu pek hoş karşılamayacaktır." 1893'de, daha "önemli" eserlere (örneğin tarihi romanlarını yazmak için) öncelik vermek için böyle yaptı.
"Son Sorun" isimli hikâyede Holmes ve ezeli düşmanı Profesör Moriarty bir şelaleden birlikte düşerek ölüyorlardı. Karakterin ölmesine isyan eden okurları dinleyerek Sherlock'u tekrar hayata döndürdü; Holmes, "Boş Ev Macerası" isimli hikâyede geri dönüyordu, verilen açıklama ise sadece Moriarty'nin düştüğü, ama Holmes'un diğer tehlikeli düşmanları da olduğundan kendisini de ölmüş gibi gösterdiğiydi. Holmes toplamda 56 kısa hikâye ve 4 Conan Doyle romanında yer almaktadır (bu süreden sonra pek çok kez diğer yazarların hikâye ve kitaplarında da gözükmüştür). Güney Afrika'daki İkinci Boer Savaşı'nı takiben 20. yüzyılın başlarında, Birleşik Krallık'ın bölgede olan idaresine olan eleştirilere cevaben Conan Doyle, Krallık'ın Boer Savaşı'ndaki rolünü haklı çıkartan kısa bir kitapçık yazdı ve yayınladı. "The War in South Africa: Its Cause and Conduct (Güney Afrika'daki Savaş: Nedeni ve İdaresi)" isimli bu kitapçık pek çok dile çevrilecekti.
Conan Doyle, 1902 yılında şövalye ve Surrey'nin "Deputy Lieutenant" (Teğmen Vekili) olarak ilan edilmesinin nedeninin bu kitapçık olduğunu düşünmekteydi. 1900 yılında daha uzun bir kitap olan "Büyük Boer Savaşı" isimli kitabı da yazmıştı. 20. yüzyılın başlarında Sir Arthur Parlamento'ya iki kez aday oldu, dikkate değer oylar almış olsa da ikisinde de seçilemedi.
Conan Doyle, başını gazeteci E. D. More ve diplomat Roger Casement'ın çektiği Kongo'nun Özgürleştirilmesi Kampanyası'na destek veriyordu. 1909 yılında Kongo'daki dehşeti yerden yere vurduğu "Kongo'daki Suç" adlı uzun bir kitapçık yazdı. Morel ve Casement ile arkadaş oldu, 1912 yılındaki "Kayıp Dünya" isimli kitabındaki baş karakterlerden ikisi için onlardan ilham alacaktı.
İkisiyle de arkadaşlık bağları daha sonra koptu: Sol görüşleri olan Morel I. Dünya Savaşı sırasında pasifist hareketin liderlerinden biriydi; Casement ise İrlanda milliyetçiliğinden dolayı hapishanedeyken İngiltere'ye ihanet etmişti. Conan Doyle, Casement'ın delirmiş olduğunu söyleyerek onu ölüm cezasından kurtarmaya çalıştı, fakat başarısız oldu.
Conan Doyle adaletin yılmaz bir savunucusuydu, iki davayı şahsen inceledi ve araştırdı. Sayesinde bu iki davada mahkûm edilmiş iki kişi salındı. İlk davanın sanığı 1906'da iddiaya göre tehdit dolu mektuplar yazan ve hayvanlara işkence yaptığı söylenen yarı-İngiliz, yarı-Hintli George Edalji isimli bir avukattı. Polis Edalji'yi hapse tıktı, halbuki hayvanların gördüğü işkence şüphelinin hapse girmesinden sonra da devam etmişti.
Temyiz Mahkemesi'nde bu davadan çıkan karar 1907'de yürürlüğe girdiğinde Conan Doyle sadece George Edalji'ye yardım etmiş olmuyordu, çalışmaları adaletin başarısız olduğu diğer noktaları düzeltmekte de büyük rol oynadı. Julian Barnes'ın 2005'te yazdığı roman "Arthur & George"da Conan Doyle ve Edalji'nin hikâyesi kurgusal olarak anlatılmaktadır.
İkinci davanın sanığı 1908'de Glasgow'da 82 yaşında bir kadını sopayla dövmekten ieçeride olan Alman Yahudi kumarhane işletmecisi Oscar Slater'dı. İddia makamının öne sürdüğü savdaki tutarsızlık ve birinin onu ispiyonlamış olduğu hissi Conan Doyle'da merak uyandırmıştı.
1906'da karısı Louisa'nın, ve oğlu Kingsley, kardeşi, iki kayınbiraderi ve iki yeğeninin I. Dünya Savaşı'nda ölümünden sonra Conan Doyle bunalıma girdi. Ruhaniyet ve bu düşüncenin sağladığı ölümden sonra yaşamın güya bilimsel kanıtına destek vererek biraz huzur buluyordu.
Kingsley Doyle, 1916'daki feci Somme Çarpışması sonrasında yara aldıktan sonra iyileşmekte olduğu sene, Ekim 1917'de zatürreden öldü. Baba Doyle Ruhaniyet ile öyle ilgilenmişti ki karakteri Profesör Challenger'ın bir romanı olan "Sis Diyarı" tamamen bu konu hakkındaydı. Bu dönemdeki hayatının garip örneklerinden bir tanesi de "Perilerin Gelişi" (1921) isimli kitaptı. Cottingley perileri fotoğraflarının gerçekliğine öylesine inanmıştı ki, bunlara ve ayrıca perilerin ve ruhların doğaları ve varlığı konusunda sunduğu teorilere kitabında yer verecekti.
Bu konuda yazmış olduğu yazılar kısa hikâye antolojilerinden biri olan Sherlock Holmes'un Maceraları'nın 1929'da Sovyetler Birliği'nde yasaklanmış olmasının nedenlerinden biriydi. Bu yasak daha sonra kalkacaktı. Rus aktör Vasili Livanov, Sherlock Holmes'u başarılı bir şekilde canlandırmasından dolayı İngiliz İmparatorluğu Nişanı'na layık görülecekti.
Conan Doyle bir süre Amerikalı sihirbaz Harry Houdini ile arkadaş oldu; 1920'de annesinin ölümünden sonra Houdini de Ruhani hareketin öncü aleyhtarlarından biri olmuştu. Houdini, Ruhani medyumların numara yaptığında ısrarcı olmasına rağmen, Conan Doyle Houdini'nin kendisinin de doğaüstü güçlere sahip olduğunu düşünmekteydi; bu görüşünü "The Edge of the Unknown" isimli kitabında yazacaktı. Houdini, yaptıklarının alt tarafı sihirbazlık numarası olduğuna Conan Doyle'u ikna edemedi. Bu da iki arkadaş arasında herkesin bildiği buruk bir uzaklaşmaya neden oldu. Doyle, Houdini baş parmağını çıkarıp tekrar yerine koyduğunda şaşkınlığına engel olamamıştı.
Amerikalı bir bilim tarihçisi olan Richard Milner, Conan Doyle'un 1912'de ortalığı kasıp kavuran Piltdown Adamı aldatmacasını başlatan kişi olabileceğini iddia etti. Bu sahte hominid fosili bilim dünyasını 40 yıl boyunca kandırmıştı. Milner, Conan Doyle'un en sevdiği medyumlardan birinin adının lekelenmesinden ötürü intikam arayışında olduğunu ve yazarın bu aldatmacadaki rolünün "Kayıp Dünya" eserinde fark edilebileceğini söylemekteydi.
Samuel Rosenberg, 1974 tarihli kitabı "Naked is the Best Disguise (Çıplaklık En İyi Kamuflajdır)"da Conan Doyle'un yazıları sayesinde akıl sağlığının bastırılmış ve gizli yönlerine nasıl açık ipuçları bıraktığını yazmaktadır.
Mezarı
7 Temmuz 1930'da Conan Doyle aile bahçesinde elini göğsüne bastırmış bir şekilde bulundu. Hemen sonra kalp krizinden öldü, ve New Forest, Hampshire, İngiltere'de Minstead'deki kilise bahçesine gömüldü. Son sözlerini karısına söylemişti: "Sen harikasın." Mezar taşında şu sözler yazar
STEEL TRUE (YAMAN ÇELİK)
BLADE STRAIGHT (KESKİN BIÇAK)
ARTHUR CONAN DOYLE
ŞÖVALYE
VATANSEVER, DOKTOR VE EDEBİYATÇI
Londra'nın güneyinde Hindhead'de Conan Doyle'un inşa ettiği ev Undershaw'da hayat en az bir on yıl kadar daha devam etti; arkasından 1924'ten 2004'e kadar otel ve restoran olarak işletildi. Daha sonra bir müteahhit tarafından satın alındı; çevreciler ve Conan Doyle hayranları buranın korunması için savaşmaktadır. Ev şu an boş.
Doğu Sussex'te, Crowborough'daki Crowborough Cross'ta Sir Arthur Conan Doyle'un onuruna bir heykel dikildi. Sir Arthur burada 23 sene yaşamıştı. Edinburgh, İskoçya'da, Conan Doyle'un doğduğu eve yakın Picardy Sarayı'nda Sherlock Holmes'un da bir heykeli bulunmaktadır.

Mastermind: How to Think Like Sherlock Holmes

İşte Sherlock Holmes gibi düşünmek isteyenlerin kitabı :) Yazar Maria Konnikova Sherlock Holmes gibi düşünmek isteyenlere bu kitapla yardımcı olacaktır . Kitap henüz türkçeye çevrilmemiş fakat Martı Yayınları yine Sherlock Holmes hayranlarını kırmadı ve çalışmalarına başladı . En yakın zamanda elimize alıp okuyabileceğiz ..

Çıkarım Yapabilmek İçin Ufak Ayrıntılar

Dişlerin beyaz olması;
Herkesin bildiği üzere diş sağlığı küçüklükten edinilen bir alışkanlıktır. Kişinin dişlerinin beyaz olmasının anlamı, eskiden beri süre gelen düzenli alışkanlıklarının olduğu anlamına gelir. Bunu giyimiyle, tarzıyla birleştirerek daha da ileri gidilebilir. Düzenli bir giyim tarzı varsa, simetriye özen gösteriyorsa, eskiden bu güne düzgün alışkanlıklar edinmiştir. Bu kişinin giysileri bile odasında hep düzenlidir. Eşyaları yerli yerindedir. Ama giyimi özenli değil ise, yine bir alışkanlığı vardır fakat, aslında insanlara dağınık gelen o manzara onun düzenidir.O karmaşık gelen şeyleri çözmeye daha yatkındır.

Dişler olması gerekenden daha az beyaz fakat, temiz ise;
Düzenli olan alışkanlıkları sonradan edinmiştir. Bu kişinin %80 - %85 oranla dikkat dağınıklığı da vardır.

Dişler sarı, ve temiz değil ise;
Hayatında hiç bir şeye önem göstermeyen, kendine bakmaktan aciz bir insandır. Özel hayatında düzensiz, insan içine pek çıkmayan ve hatta hayatına fazla insan girmemiş (Sevgili olarak) biridir.

Giyiminde Takılara Önem gösteriyorsa;
Bayan için konuşmak gerekirse... Eğer bir bayan takılarına önem gösteriyorsa, söylemek istediğim; her şeyi takıp takıştırmak değil. Küpesiyle kolyesinin ya da kıyafetiyle çantasının, çantasıyla ayakkabısının, saatiyle çantasının, kıyafetin dekortesine göre alımlı sade bir kolye seçimine kadar olan bütün düzenli takı organizasyonu onun ayrıntılara çok dikkat ettiğinin, hayatında da ufak şeylere çok takıldığının bir göstergesidir. Genel olarak ufak ayrıntılara takılan insanlarında %60'ı duygusallığa yatkın olur.

Melek kolyesi;
Bayanlar üzerinden devam ediyoruz :) Genel olarak bayan grubu melek, su perisi gibi kolyeleri sürekli takıyorsa, %90 ihtimalle hediye olduğu içindir.

İşinize yarayacağını düşünüyorum :)

Elementary : Dirty Laundry

İlk 10 bölümü yayınlanan Amerikan Sherlock dizisi ''Elementary'' 11.bölümü 3 Ocakta Yayınlanacak.Bölüm hakkında tek bildiğimiz bölümün adı yani ''Kirli Çamaşır '' Anlamına gelen ''Dirty Laundry''. Yine heyecan dolu bir bölüm olacağından eminim . İlk bölümlerle son bölümleri kıyasladığımızda gerçekten gittikçe daha bir sherlock havası vermeye başladı .

23 Aralık 2012 Pazar

Sherlock 2014

Dönüşü 2014'e uzayan dizinin Son hali bu olacak bu gidişle .
 

Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir

Serinin Son Kitabı ''Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir''.Dikkatli okuduğumuzda adını ilk 4 kitaptaki kelimelerden aldığını görebiliyoruz . AKIL oyunlarının gölgesinde , ŞÜPHE asla uyumaz , SUÇ detayda saklıdır , GERÇEKLER kanıt ister .
 Arka Kapak

Akıl yürütme sanatı, uzun ve sabırlı çalışmalar sonucunda elde edilir. Yetenekli bir akıl yürütücü beynini boş bir oda gibi kullanır, gereksiz bilgileri eler ve odaya sadece işine yarayanları yerleştirir.
Dönüp baktığında gördüğü şey ise, ona doğru sonucu veren, dâhice çizilmiş bir tablodur.
Sherlock Holmes


Unutulmaz dedektif Sherlock Holmes'un keskin zekâsını kullanarak çözdüğü, birbirinden ilginç ve esrarengiz 12 hikâyenin anlatıldığı serinin son kitabı Aklın Şüphesi Suçun Gerçeğidir, suç dünyasına bambaşka bir açıdan bakmanızı sağlayacak.

Sadece ülkemizde değil, bütün dünyada yıllardır güncelliğini koruyan ve büyük ilgiyle okunan, toplam 56 hikâye ve 5 kitaptan oluşan bu seri, hayali kahraman Sherlock Holmes'a duyulan hayranlığı kat ve kat arttırmaya devam ediyor...


Bakış açını değiştirdiğinde, başta sana saçma görünen şeyler bile seni gerçeğe götürecek birer ipucu olabilir.
Sherlock Holmes


Gerçekler Kanıt İster

Serinin 4.kitabi ''Gerçekler Kanıt İster''
Arka Kapak

Macera kaldığı yerden devam ediyor

Ünlü dedektif Sherlock Holmes, heyecanlı hikâyeleriyle sizi etkilemeye devam ediyor. Toplam 56 hikâyenin yer aldığı serinin dördüncü kitabı Gerçekler Kanıt İster'i okurken her hikâyenin sonunda Sherlock Holmes'un akıl dolu yöntemleri karşısında şaşkına döneceksiniz.


Ben dâhi değilim, sadece önyargısız bir şekilde gerçeklerin beni götürdüğü yere gitmeyi öğrendim.
Sherlock Holmes


Şüphe Asla Uyumaz

Serinin 3.kitabı ''Şüphe Asla Uyumaz''
 
Arka Kapak

Bir şeyi saklamanın en iyi yolu, onu herkesin görebileceği bir yere koymaktır.
Sherlock Holmes


Bir suçu çözmenin ilk prensiplerinden biri, her ne kadar önemsiz gibi görünse de hiçbir ayrıntıyı atlamamaktır.

İnsanların göz ardı ettiği şeyleri görmek, sonuca ulaşmanın ilk kuralıdır. Araştırmanız, ayrıntıların gözlemlenmesi üzerine kurulu olduğunda en doğru sonuca vardığınızı siz de göreceksiniz.

Sherlock Holmes


Yıllardır büyük bir ilgiyle okunan Sherlock Holmes maceraları, heyecanı zirvede tutmaya devam ediyor. Toplam 56 hikâyeden oluşan serinin iki kitabından (Akıl Oyunlarının Gölgesinde & Suç Detayda Saklıdır) sonra, Şüphe Asla Uyumaz ile başarılı dedektifin zekâsına bir kez daha hayran kalacaksınız.



Suç Detayda Saklıdır

Martı Yayınlarının Sherlock Holmes Serisinin 2.Kitabı Olan ''Suç Detayda Saklıdır''
  Arka Kapak

"Bir kadının sezgileri bazen en mantıklı çıkarımlardan bile daha değerli olabilir. Karmaşık beyinleriyle art arda sıraladıkları senaryoları mutlaka dikkate alın. Bunlar sizi hiç tahmin etmediğiniz sonuçlara ulaştırdığında haklı olduğumu anlayacaksınız."

Dünyaca ünlü dedektif Sherlock Holmes, kendine özgü karakteri ve yaşadığı birbirinden farklı maceralarıyla yıllardır okurları etkisi altında tutmaya devam ediyor. Toplam 56 çarpıcı hikâyeden oluşan serinin ilgiyle karşılanan ilk kitabı Akıl Oyunlarının Gölgesi'nden sonra, serinin ikinci kitabı Suç Detayda Saklıdır'ın bitmesini istemeyeceksiniz.

"İyi bir gözlemci tek bir ipucuna ulaştığında sadece olanları değil, ileride olabilecekleri de görmelidir."
Sherlock Holmes

Akıl Oyunlarının Gölgesinde

            Martı Yayınlarını İlk Sherlock Holmes Kitabı '' Akıl Oyunlarının Gölgesinde ''

Dünyaca ünlü dedektif Sherlock Holmes, kendine özgü karakteri ve yaşadığı birbirinden farklı
maceralarıyla uzun yıllardan beri siz okurları etkisi altında tutmaya devam ediyor. Toplam 56
çarpıcı hikâyeden oluşan eserin bu "ilk" kitabı, sizi insan zekâsını zorlayan tuhaf suçlar ve cinayetler dünyasında gezdirirken, gerçeğe giden bir yolda yalnız olmadığınızı da hissettiriyor...

Arka Kapak

"İnsan beyninde çözülemeyecek kadar zor, tahmin edilemeyecek kadar karmaşık duygular ve arzular vardır. O arzuların karanlık olanlarına gelince; işte onlar oldukça soğuktur ve kişiyi adeta buzdan bir kütleye çevirir. Gözleri kör eden bu ürkütücü ruh halleri, insanın aklının ucundan bile geçiremeyeceği şeyleri yapmasını sağlar.

Benim işim, karanlıkta kalmış bu insanların yol açtığı kötülükleri sona erdirmek. Suçluları
ayrı ayrı çözümlemeyip, her kılığa bürünebilme yeteneğimle doğru izlerin peşinden gittiğime
inanıyorum. Uyguladığım yöntemler ise, en az izini sürdüğüm suçlular kadar farklı. Ve şunu bilmenizi isterim ki, kesinlikle hepsi işe yarıyor…"

Sherlock Holmes


Okumanızı şiddetle tavsiye ettiğim bir kitap .


Çıkarım Yapma Sanatına Giriş

Aslına bakılırsa bu terim, kişinin dış görünüşünü gözlemlemek üzerine yapılan bir küstahlıktır. Çoğu zaman yapılan ön görüler doğru çıkar. Fakat bu çıkarım yapan kişiye sınırsız öz güven verirken, kimi zaman çıka...rıma maruz kalan kişiye acı verir. Bunun sebebi ise; "Gerçekler acıdır." terimidir.

Bu sanat, gerçek anlamda genel kültür ve gözlem birikimi gerektirir. Çünkü, genelde zincir halinde ilerler. Gördüklerinizi, bildiklerinizle birleştirmek ve çoğu kez kimsenin göremediği ayrıntılardan bir sonuç çıkarmanız gerekir. Örneğin, erkeklerden çok belirgin bir şekilde nefret eden bir bayanın %80 ihtimalle kendisi ve ya yakın çevresinden biri, partneri tarafından aldatılmıştır. Bu zincir halkasına gelmeden önce, görebildiğiniz bir çıkarım sizi net bir sonuca ulaştırabilir. Mesela; söz konusu bayan, bir melek kolyesi takıyorsa eğer (Melek kolyeleri %85 ihtimalle hediyedir. Hiç bir bayan kendine bir melek kolyesi almaz ya da sürekli takıyor ise yine hediye olabilir.) bu kolyenin de, bayana annesi tarafından hediye edildiğini öğrendiğinizde, bayanın annesine düşkün olduğunu ve buradan da erkeklerden nefret etmesinin yegane sebebinin annesinin babası tarafından aldatıldığı çıkarımına ulaşabilirsiniz. Bu çıkarımda buluna bilmeniz için bayanın annesine ne kadar düşkün olduğunu sorgulamanız gerekir. Ustaca hazırlanmış annesine yönelik bir saldırı sorusuyla, onun tepkisini ölçerek bu sonuca ulaşabilmeniz mümkün. Aynı stratejiyi babasıyla ilgili bir soru içeriğiyle denersiniz ve aldığınız sonuç beklediğiniz gibiyse bu çıkarım %95 ihtimalle doğrudur.

Örnek ne kadar açıklayıcı olmuştur bilemiyorum lakin, çıkarım yapmak sanıldığı kadar da basit bir eylem değildir. Karşınıza ilk çıkan insana karşı çok etkili olmayabilir. Zaman gerektirir en azından kurduğunuz hipotezlerin hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu anlamak için. Genel kültürünüzün normal denilen düzeyden biraz daha fazla olması, insanların gereksiz sayabileceği bazı bilgilerin sizin hafızanızın bir köşesinde bulması gerekir. Bunları yerlerinden gerektiği zaman çıkarmalısınız. Aynı zamanda dilinizin sivri olması ve tümceler içerisine gizlenmiş soruları ustaca kurmanız gerekir. Bunlar tıpkı bir merdiven gibi basamakları oluşturur.

Sonuç olarak çıkarım yapma sanatı gözlem yaparak, veri toplama; toplanılan veriden ise sonuç çıkarma yöntemidir. Ne kadar çok veri toplanırsa eğer; sonuca o kadar net ulaşılır. Hata payınızı % olarak minimumlara indirirsiniz.